Günümüzde her türlü olay anında sosyal medyada paylaşılıyor; izleyenler de bu paylaşımları arttırarak geniş bir kesime ulaşmasına aracı oluyorlar. Haberin en kısa sürede ulaştırılması, insanlar tarafından öğrenilmesi açısından çok güzel.
Ama birde doğru habercilik söz konusu. Hatta medya sektörünün anayasasının ilk maddesi olabilir. Çok duymuşumdur haberin doğruluğu teyit edilmeden hatta iki farklı kaynaktan teyit edilmeden habere şüphe ile yaklaşılır; emin olmadıkça basılmazdı. Buna uymayanlar çok kez sonradan tekzip yayınlamak, özür dilemek zorunda kaldılar.
- Peki sosyal medyada payalaşılan bir haber doğru değilse yaptırımı var mı?
- Okuduğumuz her habere doğrudur diyebilir miyiz?
- Bir insan haberin doğru olmadığını bilerek yada kısmen yer vererek hatta saptırarak nasıl yayınlayablir?
Bu sorulara cevap vermek kolay değil. Yasal olarak bunun takip edildiği söylense de şikayet olmadığı sürece ne RTÜK ne de savcılar bu konuda pek bir şey yapmıyor. Tabi konu hükümet aleyhinde değilse; o zaman çok hızlı bir şekilde bu kararlar alınıp uygulanabiliyor.
Adına trol denen kişilerin maksatlı olarak yaydığı haberler toplumu zehirleyici ve aldatıcı özelliğiyle çok tehlikeli. Bu durumda yapılabilecek en iyi şey arkadaşlarınızdan da gelse her haberin doğru olduğunu kabul etmemek. Haberi farklı mecralardan teyit etmedikçe inanmak yanlış olabilir.
Kendi adıma sosyal medyada geçirdiğim zamanı en aza indirmiş durumdayım. Cep telefonumda sadece Twitter yüklü. Güncel haberleri takip ediyorum ve değer verdiğim bazı kişilerin fikirlerini öğrenmiş oluyorum. Facebooka hafta bir iki kez arkadaşlarımdan haber almak için giriyorum.
Toparlarsam, sosyal medya yazılı medyanın önüne geçmiş olabilir ama haberlerin büyük bölümü asparagas olunca yada taraflı olunca güvenilirliğini kaybediyor. Bu yüzden yazılı medya hala önemini koruyor.
Ancak günümüzde yazılı medyada da taraflı yazılar çoğaldı. Gerçeği değil bize anlatılanları dinliyoruz; bize gösterilenleri izliyoruz.
Ahlak yoksunu bir toplumda daha fazlasını beklemek hayalcilik olurdu!